HAYDAR KEMAL KURT BİZ HALA TRENDEMİYİZ YOKSA İNDİK( İNDİRİLDİK) Mİ?

HAYDAR KEMAL KURT BİZ HALA TRENDEMİYİZ YOKSA İNDİK( İNDİRİLDİK) Mİ?

AK Parti Eski Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti kuracağı iddiaları ile ilgili sosyal paylaşım sitesinden bir açıklama yaptı. Kurt’un açıklamasını aynen yayınlıyoruz: “Biz ve dava. Dava kardeşliği. Trenden inenler (indirdiklerimiz?)bir daha binemezler. Biz hala trendemiyiz yoksa indik( indirildik) mi? Herkesi duyduğunu, gördüğünü sahip çıktığını düşündüğümüz önden gidenlerimiz bizi akıl ve gönül hanelerinde muhafaza etmekteler mi yoksa yer yokluğundan veya mekanizmanın işleyişinde yük fazlalığı sebebi ile safra kabul edilip trenden atılanlardan mıyız? Bu soruların cevabını öncelikle sesimizi duyup duymadıklarına göre biz belkide tahmin etmek zorunda kalacağız. Her birimiz uzun yada az bir süredir bu soruyu zihnimizde soruyor ama gözden çıkarılmak hakikatı ile yüzleşmemek için sesli sormadık. Ama bizim sormamamız hakikatı değiştirmiyor. Şimdi bunları niye facebokta yazdım. Çünkü şahsım dışında bu soruların cenderesinde bir çok değerli şahsiyetle muhatap oldum ki ortak nokta bu soruları cevaplayabileceği zannedilen tüm zevat kendiside aynı pisikoloji içinde. Diğer taraftan (bu muvazzaf olmayan kişiler içindekiler) ümmeti bölmeye çalışıyor ithamı bulunduğumuz yöne yakıştırıldı. Şimdi azda olsa bi dakika demek iktiza eder. Davadan(partiden) ayrılıp ayrı bir siyasi çalışma yapanlar veya yapacak olanlar tüm eski arkadaşlar mı? Zarar ayrı parti kurmak mıdır? Yoksa dava ifadesini çiğneyip geçen her hal ve tasarruf ümmeti ve inancı çiğnemekmidir? İnancın sahibi Allah ( C.C)'dır. Kullar bulunduğu duruma göre inançlarının gereğini yapmalıdır. Suçlama (varsa ki vardır.) inanca müessir olunca bireyselliğin dava umdesi olarak kabul edilmesi muhal değildir. Kar zarar hesabı kime ve neye göre yapılacaktır. Külli sonuçları cüz'i hallerden çıkarmak her zaman doğru olmaz. Kimse söze sebeb kişileri dava adamı olarak sizden önce tanımazdı kendi tercihlerinizin yıllarca faturasını cümleten ödediğimiz yetmiyor da şimdi akidemizden mi sorgulanıyoruz?”