Deri işçiliğinde ahilik kuşağını alan son kişi
Deri işçiliğinde ahilik kuşağını alan son kişi
Deri işçiliğinde ahilik kuşağını alan son kişi
Isparta’da 6 yaşından beri deri işçiliği yapan İbrahim Atalar, deri işçiliğinde ahilik kuşağını alan son usta olduğunu söyledi. Atalar, Kültür Bakanlığı “Deri İşleme Sanatçısı” unvanını ve “Somut Olmayan Kültürel Miras” Hazinesi aldığını belirtti.
Ahilik kuşağını aldıktan sonra deriyi sadece işlemekle kalmayıp, sanata dönüştürdüğünü de belirten Atalar, açıklamasında; “6 yaşından beri deri işçiliği ile ulaşıyorum. İlk ve orta okulu Isparta’da tamamladıktan sonra İstanbul’da dericilik enstitüsüne gittim. Isparta’ya geldikten sonra tabakhanede çalışmaya devam ettim. O zamanlar Isparta’da keçi derisi işleniyordu. Ustam bana sığır derisi işleyebilir misin? Dedi. Ben de işleyebileceğimi söyledim. Sonrasında Isparta’da ilk kez seri üretim halinde sığır derisi ilemeye başladık. 1994 yılında çalıştığım işyerine bir kalfa geldi ve “ustalar seni çağırıyor” diyerek kıraathaneye gitmem söylendi. Isparta’daki ustalar, Isparta’da ilk kez sığır derisini işlediğim için bana dualar eşliğinde ahilik kuşağını verdiler. Deri konusunda hem alaylı hem de mektepliyim. 40 senedir deri ile uğraşıyorum. Tabakhanede en son ahilik kuşağı alan kişi benim. Ahilik kuşağını aldıktan sonra deriyi sadece işlemek ile kalmayıp, sanat kısmına da yöneldim. Bana kültürümüzü ileri nesillere taşımam için Kültür Bakanlığı’ndan “Deri İşleme Sanatçısı” unvanı ve “Somut Olmayan Kültürel Miras” Hazinesi verildi” dedi.
İŞLEMEDİĞİM HAYVAN DERİSİ KALMADI
Kangurudan, köpekbalığı derisine kadar işlemediği deri kalmadığını söyleyen Atalar, tablo, oyuncak, su matarası, kamçı gibi birçok eşya ürettiğini belirtti.
Türkiye’de derisi işlenecek olan hayvanı yüzmekle başlayıp, sanat haline getiren tek kişi oluğunu belirten Atalar, “Bana hayvan gösterin, kendim kesip, kendim işleyip, sanat haline getirebilirim” diyerek; “İşlemediğim hayvan derisi kalmadı. Okulda hocalarımız dericiliğe bir şeyler katmamız gerektiğini söylüyordu. Deri 5 Bin yıldır aynı şekilde işleniyordu. Biz de dericiliğe bir şeyler katmak için deriyi yakmaya karar verdik. Doğal malzemeler ile deriyi yakmaya başladım. Deriden su matarası, çanta, tablo, kamçı, oyuncak gibi birçok eşya üretebiliyorum. Türkiye’de bu teknik ile çalışan tek kişi benim. Bana hayvan gösterin, kendim kesip, kendim işleyip, sanat haline getirebilirim. Bunu Türkiye’de yapan tek kişi benim. İşlemediğim deri kalmadı. Kanguru derisinden köpek balığı derisine kadar işledim. Kendi alanında deri işlemeyi öğrenmek isteyenlere de eğitim veriyorum” şeklinde konuştu.
KIZIM DA BENİM YOLUMDAN İLERLİYOR
İbrahim Atalar, kızı Şeyma Atalar’ın deri işleme sanatına, tezhip sanatını eklediğini söyledi. Bu şekilde kızının da kendisi gibi usta olduğunu ve bu alanda ilerlemek istediğini belirtti.
Artık deri ustaları kalmadığı için kızına ustalık postunu bir tören ile veremediğini belirten Atalar, “Keşke benim gibi deri ustaları olsaydı da kızıma postunu onlar ve dualar ile birlikte verebilseydim” diyerek, şu şekilde devam etti; “Kızım Şeyma’da benim yolumu takip ediyor, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Tezhip sanatlarında eğitim alıyor. Okula başlayınca o da kendi sanatını ilerletmek istedi ve yakarak motif verdiğimiz derilerde tezhip sanatını icra etmeye başladı. Üzerine de renklendirme ekledi. Usta olmak için, bir önceki ustanın yaptığı işin üzerine bir şeyler koymak lazım. Üniversiteye ilk başladığı sene deri işlemeye bir şeyler kattığı için ustalık postumu kızıma verdim. Keşke benim gibi 5-6 deri ustası olsaydı da dualar ile birlikte kızıma postumu verebilseydim” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.