Yıldız; ‘SDÜ’deki Sağlık çalışanlarına haksızlık ediliyor’

SAĞLIK 01.02.2016 - 18:37, Güncelleme: 21.09.2022 - 11:07 3113+ kez okundu.
 

Yıldız; ‘SDÜ’deki Sağlık çalışanlarına haksızlık ediliyor’

Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık çalışanları çalışma alanları ve uygulamalarla ilgili haksızlık yaşandığını açıklayan Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız; yapılan haksızlıkların ve yapılan zulumün çalışanlar arasında artık tahammül edilemez boyuta ulaştığını söyledi. Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız; hemşiresine, ebesinden, sağlık teknikerine, memurundan, hizmetlisine kadar tüm çalışanlar sıkıntı içerisindedir. Sorunlarına çözüm istemektedir.’dedi. Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız şu görüşlere yer verdi; ‘Türk Sağlık-Sen olarak kurum yöneticileri ile görüşmelerimizde defalarca dile getirdiğimiz sorunlara, çözüm bulunamaması nedeni ile bugün bu basın açıklamasını yapma zaruretimiz hâsıl olmuştur. Kurumda yaşanan sorunların başında yetersiz istihdam, personel eksikliği ve uygulama alanlarında çalışanlara dayatılan çalışmalar gelmektedir. Hemşire ve personel eksikliği son dönemlerde ciddi oranda artmış; alınan doğum izinleri, yıllık izinler, ücretsiz izinler gibi nedenlerle eksik kadro ile çalıştırılan, iş yükleri azaltılmayan, sürekli yeni form ve uygulamalarla angarya işe maruz kalan personellerimiz iş yüküne artık katlanamaz konuma gelmişlerdir. Personel eksikliğinin giderilmesi yerine, iş yükünü artıran uygulamalara imza atan kurum, hasta azaltma yönüne de gitmemiş, tam tersi mesai dışı çalışma  ile bakılan hasta sayısı ile iş yoğunluğu hat safhaya ulaşmış, hemşireler ve çalışanlar kendi kaderi ile baş başa bırakılmış, şikâyetlerine kulak verilmemiş, talepleri göz ardı edilmiş, açıkça tüm çalışanlara zulüm edilmiş, çalışma ortamı adeta bir köle hayatına dönüştürülmüştür. Personellerimiz sıkıntılarını dile getirmek ve dinlenilmek amacıyla en azından ayda bir defa personelle toplantı yapılmasını talep etmektedir. Peki, bu kadar yoğun iş yükü varken çalışana alın terinin ve emeğinin karşılığı verilmekte midir? Bu sorunun cevabı ne yazık ki kocaman bir hiçtir. Yıllardır çalışanların artmayan döner sermayeleri, alın terinin karşılığını alamayan çalışanları isyan ettirmiş, döner sermaye ek ödemleri bir yana fazla çalışmalarının nöbet gibi isimlerle yapılmaması nedeni ile icap ve performans ücreti gibi ek ödemelerden dahi faydalanamamaktadırlar. 375 ve 666 sayılı KHK ile ek ödemenin dışında hekim dışı personele icap da dâhil olmak üzere hiçbir ekonomik destek verilmemektedir. Tüm bunların yanında Hemşire  Hizmetleri Müdürünün personel arasından seçilmesi istenirken  Personelin onaylamadığı, fikirlerinin alınmadığı kişilerin göreve getirilmesi kurum içerisinde personel arasında huzursuzluğa meydan vermekte, çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanın alın teri ile büyüyen yeşeren, boy veren, meyve veren ve büyümeye de devam eden bir kurumdur. O yüzdendir ki çalışanın hakkının ve alın terinin karşılığının verilmemesi kabul edilemez bir durumdur. Kurumun yaşaması ve ayakta durması için tüm çalışanlar insanüstü bir çaba ve gayretle çalışıyorsa, kurumda çalışanını göz ardı etmeyecek, taleplerini karşılayacak. Aksi takdirde çalışanlardan verim beklemek imkânsız olacaktır.             Kurum hemşire eksikliğinden kan ağlarken çalışanın üstüne yüklenen angarya işler, sürekli görev yeri değişikliği, farklı birimlerde çalıştırma, günü birlik sözel görevlendirilmeler,  hemşirelerin satın alma, faturalama, depo gibi görev tanımlarında yer almayan görevlerle görev yerlerinin dışındaki farklı birimlerde çalıştırılması gibi uygulamalarla çalışanlar tam bir zulme, baskıya ve mobbinge maruz bırakılmaktadır. Bilim yuvası olan ve özgürlük ile sembolleşen üniversitelerde bu kadar baskıcı, düzen dışı uygulama ve çalışana yapılan eziyet artık çalışanın canına tak ettirmiştir. Hemşirelerimiz ve tüm çalışanlarımız kan ağlamakta sağlık zincirinin her noktasındaki çalışandan mutlaka sorun gelmekte,  çalışma hayatı tüm çalışanlar için artık işkenceye dönüşmüş durumdadır. Çalışanların feryadına sessiz kalmakla neyi çözeceklerdir. İdareciler çalışanlarını neden muhatap almazlar, çözüm önerilerini tartışmazlar, öneri sunmazlar ve çalışanı kendi kaderi ile baş başa bırakma yolunu tercih ederler. Buradan idarecilerimize sesleniyoruz, çalışanlarınızın sesine ve feryadına kulak verin, sorunlarına çözüm üretin. Her birimden bir çalışan temsilcisi seçin, sendika temsilcileri belirleyin bir kriz masası kurun, bu kurumun ve kurum çalışanlarının feryadına sessiz kalmayın. Ancak bu şekilde sorunlara çözüm bulabilirsiniz. Üniversite çalışanlarının sesine kulak verin, hemşire ve personel kadrolarını artırın, işin ve hizmetin niteliğine göre maaş ve döner sermayelerimizi artırın, nöbet ve mesai ücretlerimizi artırın, alın terimizin karşılığını verin. Unutmayın ki siz Üniversite çalışanlarını görmezden gelmeye devam ederseniz, onlarda zamanı gelince sizi görmezden gelecektir. Bize göre yoğun iş yükü altında üniversite hastanelerinde görev yapan çalışanlar el üstünde tutulmalıdır. İdarecilerin ve hükümetin temel uğraşlarından biri de bu olmalıdır. Çalışanların hakkına, hukukuna riayet edilmeli, mağduriyetleri giderilmelidir. Bugün idarecilere dilek ağacı ile taleplerimizi dile getiriyoruz. Umarız ki vicdanları biraz sızlar ve çalışanların sorunlarına kulak kesilirler. Bugün buradan hükümet yetkililerine de sesleniyoruz ve üniversite çalışanlarının feryadını duymadınız, sağlık çalışanlarını görmezden geldiniz. Umarız size doğru uçurduğumuz balonlarda asılı olan taleplerimizi artık görürsünüz. Buradan özellikle ifade etmek istiyorum ki bizimki hak mücadelesidir. Bu mücadelede çelik gibi dimdik durmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman asla geri adım atmayacağız. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Zulme sessiz kalmayacak, Zalime fırsat vermeyeceğiz ve zorbaya teslim olmayacağız. Çalışanların hakkı için çalışacağız, çalışacağız ve hakkımızı alanlarda haykırmaya devam edeceğiz. Gerekirse İş yavaşlatma ve iş bırakma eylemleri de dahil olmak üzere , terimizin karşılığını alana kadar mücadeleye devam etmeye varız.                                                                                                        

Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık çalışanları çalışma alanları ve uygulamalarla ilgili haksızlık yaşandığını açıklayan Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız; yapılan haksızlıkların ve yapılan zulumün çalışanlar arasında artık tahammül edilemez boyuta ulaştığını söyledi.

Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız; hemşiresine, ebesinden, sağlık teknikerine, memurundan, hizmetlisine kadar tüm çalışanlar sıkıntı içerisindedir. Sorunlarına çözüm istemektedir.’dedi.

Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Türk Sağlık Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız şu görüşlere yer verdi; ‘Türk Sağlık-Sen olarak kurum yöneticileri ile görüşmelerimizde defalarca dile getirdiğimiz sorunlara, çözüm bulunamaması nedeni ile bugün bu basın açıklamasını yapma zaruretimiz hâsıl olmuştur.

Kurumda yaşanan sorunların başında yetersiz istihdam, personel eksikliği ve uygulama alanlarında çalışanlara dayatılan çalışmalar gelmektedir. Hemşire ve personel eksikliği son dönemlerde ciddi oranda artmış; alınan doğum izinleri, yıllık izinler, ücretsiz izinler gibi nedenlerle eksik kadro ile çalıştırılan, iş yükleri azaltılmayan, sürekli yeni form ve uygulamalarla angarya işe maruz kalan personellerimiz iş yüküne artık katlanamaz konuma gelmişlerdir.

Personel eksikliğinin giderilmesi yerine, iş yükünü artıran uygulamalara imza atan kurum, hasta azaltma yönüne de gitmemiş, tam tersi mesai dışı çalışma  ile bakılan hasta sayısı ile iş yoğunluğu hat safhaya ulaşmış, hemşireler ve çalışanlar kendi kaderi ile baş başa bırakılmış, şikâyetlerine kulak verilmemiş, talepleri göz ardı edilmiş, açıkça tüm çalışanlara zulüm edilmiş, çalışma ortamı adeta bir köle hayatına dönüştürülmüştür. Personellerimiz sıkıntılarını dile getirmek ve dinlenilmek amacıyla en azından ayda bir defa personelle toplantı yapılmasını talep etmektedir.

Peki, bu kadar yoğun iş yükü varken çalışana alın terinin ve emeğinin karşılığı verilmekte midir? Bu sorunun cevabı ne yazık ki kocaman bir hiçtir.

Yıllardır çalışanların artmayan döner sermayeleri, alın terinin karşılığını alamayan çalışanları isyan ettirmiş, döner sermaye ek ödemleri bir yana fazla çalışmalarının nöbet gibi isimlerle yapılmaması nedeni ile icap ve performans ücreti gibi ek ödemelerden dahi faydalanamamaktadırlar. 375 ve 666 sayılı KHK ile ek ödemenin dışında hekim dışı personele icap da dâhil olmak üzere hiçbir ekonomik destek verilmemektedir.

Tüm bunların yanında Hemşire  Hizmetleri Müdürünün personel arasından seçilmesi istenirken  Personelin onaylamadığı, fikirlerinin alınmadığı kişilerin göreve getirilmesi kurum içerisinde personel arasında huzursuzluğa meydan vermekte, çalışma barışını olumsuz etkilemektedir.

Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanın alın teri ile büyüyen yeşeren, boy veren, meyve veren ve büyümeye de devam eden bir kurumdur. O yüzdendir ki çalışanın hakkının ve alın terinin karşılığının verilmemesi kabul edilemez bir durumdur.

Kurumun yaşaması ve ayakta durması için tüm çalışanlar insanüstü bir çaba ve gayretle çalışıyorsa, kurumda çalışanını göz ardı etmeyecek, taleplerini karşılayacak. Aksi takdirde çalışanlardan verim beklemek imkânsız olacaktır.            

Kurum hemşire eksikliğinden kan ağlarken çalışanın üstüne yüklenen angarya işler, sürekli görev yeri değişikliği, farklı birimlerde çalıştırma, günü birlik sözel görevlendirilmeler,  hemşirelerin satın alma, faturalama, depo gibi görev tanımlarında yer almayan görevlerle görev yerlerinin dışındaki farklı birimlerde çalıştırılması gibi uygulamalarla çalışanlar tam bir zulme, baskıya ve mobbinge maruz bırakılmaktadır. Bilim yuvası olan ve özgürlük ile sembolleşen üniversitelerde bu kadar baskıcı, düzen dışı uygulama ve çalışana yapılan eziyet artık çalışanın canına tak ettirmiştir.

Hemşirelerimiz ve tüm çalışanlarımız kan ağlamakta sağlık zincirinin her noktasındaki çalışandan mutlaka sorun gelmekte,  çalışma hayatı tüm çalışanlar için artık işkenceye dönüşmüş durumdadır.

Çalışanların feryadına sessiz kalmakla neyi çözeceklerdir. İdareciler çalışanlarını neden muhatap almazlar, çözüm önerilerini tartışmazlar, öneri sunmazlar ve çalışanı kendi kaderi ile baş başa bırakma yolunu tercih ederler. Buradan idarecilerimize sesleniyoruz, çalışanlarınızın sesine ve feryadına kulak verin, sorunlarına çözüm üretin. Her birimden bir çalışan temsilcisi seçin, sendika temsilcileri belirleyin bir kriz masası kurun, bu kurumun ve kurum çalışanlarının feryadına sessiz kalmayın. Ancak bu şekilde sorunlara çözüm bulabilirsiniz.

Üniversite çalışanlarının sesine kulak verin, hemşire ve personel kadrolarını artırın, işin ve hizmetin niteliğine göre maaş ve döner sermayelerimizi artırın, nöbet ve mesai ücretlerimizi artırın, alın terimizin karşılığını verin. Unutmayın ki siz Üniversite çalışanlarını görmezden gelmeye devam ederseniz, onlarda zamanı gelince sizi görmezden gelecektir.

Bize göre yoğun iş yükü altında üniversite hastanelerinde görev yapan çalışanlar el üstünde tutulmalıdır. İdarecilerin ve hükümetin temel uğraşlarından biri de bu olmalıdır. Çalışanların hakkına, hukukuna riayet edilmeli, mağduriyetleri giderilmelidir.

Bugün idarecilere dilek ağacı ile taleplerimizi dile getiriyoruz. Umarız ki vicdanları biraz sızlar ve çalışanların sorunlarına kulak kesilirler.

Bugün buradan hükümet yetkililerine de sesleniyoruz ve üniversite çalışanlarının feryadını duymadınız, sağlık çalışanlarını görmezden geldiniz. Umarız size doğru uçurduğumuz balonlarda asılı olan taleplerimizi artık görürsünüz.

Buradan özellikle ifade etmek istiyorum ki bizimki hak mücadelesidir. Bu mücadelede çelik gibi dimdik durmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman asla geri adım atmayacağız. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Zulme sessiz kalmayacak, Zalime fırsat vermeyeceğiz ve zorbaya teslim olmayacağız. Çalışanların hakkı için çalışacağız, çalışacağız ve hakkımızı alanlarda haykırmaya devam edeceğiz. Gerekirse İş yavaşlatma ve iş bırakma eylemleri de dahil olmak üzere , terimizin karşılığını alana kadar mücadeleye devam etmeye varız.

 

                                                                         

                       

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gul32.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.